-
2016 – 2020
Önümde tonla hayal vardı; aptalca gururlanıp teptim yarını. Bugün, yarın.. Bir hayat geçti Alıştı artık bünye karanlık enerjiyeTökezlememi bekleyerek arkamdan gülenleri gördümYukarı doğru yol teperek yaralarımın kapanmasınıZaman geçtikçe, acılarımın silinmesini umdum Ve “nerden, nereye?” dedim hayatı seyrederkenHer gün yeni bi’ deneyimi hazince farkederkenİsteyenler oldu her zaman yerimi almayıIşığı bulmanın peşindeki işimi çalmayı Yarınları teperken beklediğim umudu, artık gözümü karartarak bekliyorum. Pişmanlığım yok, kızgınlığım yok… Sadece biraz daha büyüdüm. Herkesi affediyorum, herkesi azad ediyorum. İlâhi düzene teslim ediyorum kendimi.
-
ŞİMDİ
“Eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim… O yaşamda daha çok hata yapardım. O kadar mükemmel olmaya çalışmazdım gibi… ya da keşkeler üzerine kurulu… pişmanlıklarla dolu…” sorgulanan bir geçmişin kalitesizliğini şimdiki anlara taşımamak adına, yaşımız kaç olursa olsun, nefes alıp verdiğimiz her günü, her saati, her dakikayı, her anı; hayatı yeniden keşfetmek için kullanmalıyız. Bunu başarmak zorundayız. Bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığımız kadar eğlenmek, o kadar da temiz kalmamak, daha fazla riskler göze almak ve en azından nefes alıp verdiğimiz her anın yeni bir başlangıç olduğunu unutmadan yaşamak en doğrusu sanırım. Ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriyim. Elbette mutlu anlarım da oldu. “Ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi…
-
UMUDA YOLCULUK
Ülkede daha bir gün önce tarihinin en önemli genel seçimi yapılmıştı. Sempatizanı olduğu parti, seçimlerden kesin olmayan sonuçlara göre açık ara ikinci parti olarak çıkmış yani kaybetmişti. Dönem dönem siyasete merak salarak komplo teorileri üretirdi ama, bu durumu kabul eden parti adayından dolayı “yapacak birşey yok, kaybettik” durumunu zaman içinde atlatıp unutmak ve önüne yani geleceğe odaklanmak istiyordu. Evet belki zordu ama mecburdu. Çünkü şu anda, kendi adına belki de bir umuda yolculuk yapmaya başlamıştı. Yedi senedir peşini bırakmadığı, 1999 dan 2011 senesine kadar verdiği emeklerinin karşılığını almak için yeşeren ciddi bir umudun yolculuğuna çıkmıştı. Her şey olabilirdi.. Tabi ki bu enteresan dönemde gelinen noktada yaşanacak kayıp, her şeyin sonu…
-
BİLİNÇLİ (MÜKEMMEL) TOPLUMUZ VESSELAM
90’lı yıllar, o dönemlerde yaşayan herkes için bir geçiş süreciydi. Modernleşmenin, teknolojinin ve başka dünyaların yeni yeni tanındığı bu dönemde genç olanlar, epey güzel tecrübeler yaşadı. Şimdiki bilgisayar oyunlarında ‘gerçeklik’ saplantısı var. “Daha gerçekçi olan oyun daha başarılı” gibi bir algı oluştu. Halbuki 90’larda böyle değildi. Gerçeklikle alakası yoktu; iki boyutluydu oyunlar ve biz sadece oyun oynadığımızın bilincindeydik. “Oyun”du ve o dünyayı renkli ve eğlenceli buluyorduk. Bizi o yüzden kendine bağlamayı başarmıştı. Şimdi “gerçek”lik ve “3 boyut” yüzünden en ufak bir başarısızlığa tahammülümüz bile yok; çünkü çok ama çok daha fazla alternatifimiz var. Ve tüketme hızımız fantastik boyutlarda. Dolayısıyla her şeyin bu kadar çok karmakarışıklaşması insanda nostalji duygusunu tetikliyor. Tekrardan basitlik arıyoruz.…